-
1 tutmak
I vt1) anfassen, anpacken; ( ele almak) in die Hand nehmenateşi tutarsan elini yakarsın wenn du das Feuer anfasst, verbrennst du dir die Handtut! fang!3) ( avlamak) fangen4) erwischen, ertappenbir iki yalanını tuttum ich habe ihn ein paar Mal beim Lügen erwischtgözlerini açık \tutmak (a. fig) die Augen offen haltenspor insanı genç tutar Sport hält jung7) abhaltenannesi küçüğü aptese tuttu die Mutter hielt das Kleine abbirini taşa \tutmak jdn mit Steinen bewerfenbir şeyi göz önünde \tutmak etw im Auge behaltenkendine bir avukat tuttu er hat sich einen Anwalt genommen10) kendini \tutmak sich zurückhaltenkendimi tutamadım ich konnte mich nicht zurückhalten11) einschlagenyol \tutmak einen Weg einschlagen, gehenbu yolu tutarsak güneş batmadan oraya varırız wenn wir diesen Weg gehen, werden wir vor Sonnenuntergang dort ankommenII vi1) ansetzenkireç/pas \tutmak Kalk/Rost ansetzen2) kabuk \tutmak Kruste bilden3) bekommen, kriegençarpıntısı/hıçkırık \tutmak Herzklopfen/Schluckauf bekommen4) ( para toplamı) kosten, betragen, sich belaufen (auf)masraflar... tutuyor die Kosten belaufen sich auf...hepsi ne kadar tuttu? wie viel kostet alles?bu( nlar) ne kadar tuttu? wie viel macht das?5) duası tuttu sein Gebet wurde erhörtyapışkan tutmuyor der Kleber hält nicht7) ( bir yüzeyde kalmak) liegen bleibenkar tutmuyor der Schnee bleibt nicht liegen8) ( sürmek) dauerniki saat tuttu es hat zwei Stunden gedauert
См. также в других словарях:
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük